Geçenlerde okudum, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde Orman Yangınlarını Araştırma Merkezi kurulacakmış. Güzel bir girişim. Dilerim kuruluş amacı olan orman yangınları ile baş etme konusunda ses getirecek çalışmalara imza atar. Bu vesileyle Maraş’ımızın hatırı sayılır bir orman varlığına sahip olduğunu da henüz bilmeyenlere anlatmış, hatırlatmış oluruz.
Orman yangınları son dönemde gerçekten bir başbelası oldu. Bu musibet hem ülkemizde hem de dünyanın bir çok yerinde gezegenimizin ocağına ateş düşürüyor. Birkaç yıl önce Yunanistan bu felaketi yaşadı, yıl geçmiyor ki Amerika’dan böyle bir haber almayalım; en son daha birkaç hafta önce, biz kuzey yarımkürede kışı yaşarken güney yarımkürede yaz mevsimini yaşayan Avustralya’da çıkan yangından haberdar olduk. Öyle görülüyor ki, küresel ısınmanın etkileri artmaya devam ettikçe bu felaketlerle daha sık ve daha yaygın olarak karşılaşma ihtimalimiz artıyor.
Zor bir mesele.. Zorluğu şuradan belli ki, ABD ve Avustralya gibi gelişmiş ülkeler bile bu problemin altında eziliyorlar. Hele de yangın anındaki meteorolojik şartlar gayrımüsait ise haftalarca kontrol altına alınamayan yangın vakaları ile karşılaşabiliyoruz. Tabii orman dediğimiz varlığın kapladığı alan, sera gibi enini boyunu bizim tayin ettiğimiz ele avuca gelir bir mekan değil. Kolay ulaşılabilir yerlerine zaten yangından önce elimizde baltayla biz yetiştik. Ve yerleştik. Ve yerleştiğimiz yerlerde bir daha orman yangını çıkmamasını garantiye aldık.
Geriye kalan alanlar da haliyle genellikle tabiatın en bükülmez bilekleri diyebileceğimiz dere, tepe, sırt, yamaç, vadi, uçurumlar manzumesi. Buralar da bir sebeple yangına maruz kaldığında bununla mücadele edecek ekipleri her seferinde bir yığın zorluk bekliyor. Su kaynaklarının azlığı veya erişim mesafesi, karadan ulaşım ve müdahale zorluğu, organizasyon ve tabii, rüzgar, nem, hava sıcaklığı gibi o anki meteorolojik şartlar.
Üniversitemizin faaliyetlerini uzaktan da olsa takip etmeye çalışıyorum. Hocalarımız ve genç araştırmacıların takdire değer bir çaba içerisinde oldukları görülüyor. Üniversite bünyesinde birkaç yıldır faaliyet gösteren Teknokent ve kurulum çalışmaları süren Teknoloji Transfer Ofisi’nin de önemli adımlar olduğunu düşünüyorum. İlgililerin ifadesine göre Türkiye’de bir ilk olacağı belirtilen Orman Yangınlarını Araştırma Merkezi de bu zincirin önemli bir halkası olacaktır. Bu faaliyetlerden hem şehrimiz hem de ülkemiz için faydalı sonuçlar verecek çalışmaları dört gözle bekliyoruz. Patentler ve know-how yoluyla dünyaya da hitap etmememiz için de bir sebep göremiyorum.
KSÜ’den Beklentim
Şehrimiz insanının da güncel siyasetten biraz başını kaldırıp bu değerli çalışmaları yakından takip etmesi, güzel olanını takdir edip noksan ve hatalı bulduğu hususları lisan-ı münasiple dile getirmesi gerekir. Üniversitenin de bu kanalları açık tutması, özellikle sosyal medya ortamında biraz daha aktif olması bu etkileşimi kolaylaştıracaktır. Sosyal medyayı gerektiği gibi kullanmayan diğer kurumlarımız da bu paragrafın satır aralarını lütfen bir kere daha okusunlar.
Sütçü İmam Üniversitesi’nin gözüme çarpan ayırt edici bir özelliği de Maraş’ta halen faal olan, mesela tekstil gibi, kuyumculuk gibi ilh. sektörlere yönelik çalışmalara öncelik vermesi ki; buna da ayrıca kayda değer ve takdir edilmesi gereken bir husus olarak dikkat çekmek isterim. Bu bağlamda üniversitemizden bir de beklentim var; yenebilir ip geliştirilmesi. Evet doğru okudunuz, “yenebilir ip”..
Okuyuculardan bunun ipe sapa gelir bir fikir olmadığını düşünen varsa, şu kadarını söyleyeyim. Üzüm sucuğunu bu “yenebilir ip”le yapıp, sucuğu yerken içindeki ipi çıkartmaya uğraşmak zorunda kalmadan afiyetle yediğinizi bir düşünün. Bu yenilik Maraş’lı için çok anlam ifade etmeyebilir belki; ama bu ürünü markalaştırıp dış pazara sunmak istediğinizde çok önemli bir ayrıntı olacağından emin olabilirsiniz.
Yenebilir tabak yapan KSÜ, ipi niye yapamasın ki!
Yorum bırakın